Balkanları deneyimlemeye hazır mısınız? Doğanın büyüsü, tarihin izleri ve eşsiz kültürler sizi bekliyor. Haydi, bu unutulmaz yolculuğa çıkma vakti!

TOP
Image Alt

Hırvatistan

HIRVATİSTAN (CROATİA)

Yönetim Şekli: Cumhuriyet

Coğrafi Konumu: Kuzeybatıda Slovenya, kuzeyde Macaristan, doğuda Sırbistan ve Karadağ, güneyde Bosna ve Hersek, batıda da Adriyatik Denizi ile çevrilidir. Yüzölçümü: 56.610 km2

Nüfus: 4,5 milyon (2008)

Nüfus Yoğunluğu: 81 kişi/km2

Başkent: Zagreb

Önemli Şehirleri: Split, Rijeka, Osijek, Knin, Vukovar, Dubrovnik

Zaman Ayarı: Türkiye’den 1 saat geri

Resmi Dil: Hırvatça

Din: Hıristiyan – Katolik

 

 

HIRVATİSTAN (Hrvatska ya da resmi adıyla Hırvatistan Cumhuriyeti, Republika

Hrvatska)

Güneydoğu Avrupa’da, Balkan Yarımadası’nın kuzeybatısında yer alır.Komşuları kuzeyde Slovenya, Kuzeydoğuda Macaristan, doğuda Sırbistan,güney ve doğuda Bosna-Hersek, güneyde Karadağ.Batıda Adriyatik Denizi‘nekıyısı vardır. Avrupa Birliği ve NATO üyeliğine adaydır.

 

Nüfusun çoğunluğu Hırvat’tır. Nüfus içindeki azınlıklar genellikle eskiYugoslavya devletlerinden gelenlerdir. En büyük 2.etnik grup Sırp‘lardır. Dinolarak yüzdeler; Katolik’leri 87,8%, Ortodoks 4,4%, Müslüman %1,3,

Protestan %0,4, diğer %10,8 (1991). Ülkede %96 Hırvatça konuşulur. Okuma yazma bilenlerin oranı %97 olup erkeklerde okur-yazarlık %99’dur.

 

Hırvatlar, günümüzde Ukrayna toprakları içinde bulunanYuğni ve Dinyeper nehirleri arasında kalan BeyazHırvatistan’dan 6. yüzyılda göç ederek eski Roma illeriolan Pannonia ve Dalmaçya’ya yerleştiler.

 

Dalmaçya’ya yerleşen Hırvat kabileleri Prens Trpimir

idaresinde birleştiler. Yedinci asırda Katolikliğibenimseyen Hırvatlar ile Ortadoks olan komşuları Sırplar arasında sürekli birmücadele oldu. Bütün Hırvat topraklarına hâkim olan Kral Tomislav 925senesinde kendini Hırvatistan kralı ilan etti. Tomislav Bulgarlar, Macarlar veBizanslılarla savaşmak mecburiyetinde kaldı. Hâkimiyetini Bosna, kıyışehirlerine ve adalara kadar genişletti. Kral Kreşimir zamanında HırvatistanBizans hakimiyetini kabul etti.

 

Macaristan Kralı I. Ladislas 1091’de Hırvatistan’ın büyük bölümünü ele geçirdi.Son olarak seçilen Hırvat Kralı Petar Svacié, Macarlarla savaşırken 1097’deöldü. Macaristan Kralı Kalman 1102’de Biograd na Morida Hırvatistan kralıolarak taç giydi. Bu tarihten itibaren Macaristan ile olan birlik sekiz yüz yıl devam etti. Bu birlik döneminde kendi meclisi bulunan Hırvatistan’da idaredenban ismi verilen kralın yerel temsilcisi sorumluydu. Varna (1444) ve İkinciKosova (1448) muharebeleri sonunda Osmanlı Devleti, Hırvatistan’ın güneybölümünü hâkimiyeti altına aldı.

 

Mohaç Meydan Savaşında (1526) Macaristan Kralı Lajos mağlup olunca, Hırvat topraklarının büyük bölümü Osmanlı hâkimiyeti altına girdi. On altıncı asrın sonlarına kadar Hırvatistan sancak beyleri tarafından idâre edildi. 1583’te eyalet durumuna getirilerek beylerbeylerinin idaresine verildi.

 

29 Ağustos 1525 tarihinde II. Louis tarafından komuta edilen Macar ordusu ileKanunî Sultan Süleyman tarafından komuta edilen Osmanlı ordusu arasındayapılan savaş. Budapeşte’nin güneyindeki Mohaç Ovasında yaklaşık iki saatiçerisinde neticelenen savaş, Osmanlıların zaferi ile bitmiştir. Kanunî SultanSüleyman sefer hazırlıklarını tamamladıktan sonra, 1526 yılının sonlarınadoğru, muhteşem ordusu ile İstanbul’dan hareket etti. Ordunun mevcudu 100 bin kişi idi.

 

İKİNCİ VİYANA KUŞATMASININ ARDINDAN

  1. Viyana Kuşatması, 1683 yılında IV. Mehmet devrinde gerçekleşti. 17.yüzyılda Osmanlı Devleti ile Avusturya arasında yapılan savaşların en uzun süreni İkinci Viyana Kuşatması ile başlamıştır.

 

Osmanlı Devletinin Avrupa’da gerilemesinden faydalanan Avusturya, PrensEugéne komutasındaki orduları ile Hırvatistan topraklarını işgal etti (1697).Karlofça Antlaşmasıyla Besarabya’dan çekilen Osmanlılar, PasarofçaAntlaşmasıyla da Sava Nehrinin güneyinde kalan toprakları kaybettiler.Böylece Hırvatistan’daki Osmanlı hakimiyeti son bulmuş oldu.

 

Osmanlıların bölgeyi bırakmalarından sonra Hırvat toprakları özellikle Hırvatolmayan soylulara verildi. On sekizinci asrın sonlarına doğru Avusturya’nınmutlakıyetçi idaresi Macar ve Hırvat soyluları birbirine yaklaştırdı. Hırvat Meclisi1790’da Macar Meclisi menfaatine bazı yetkilerinden vazgeçti.

 

Napoleon I, 1805’te Hırvat ve Sloven topraklarını İllirya eyâletine kattı ise de butoprakları 1813’te kaybetti. 1822’de eski sınırlarına kavuşan Hırvatistan,Macaristan ile bağlarını yeniden kurdu. Bölge 1849’da Avusturya tahttopraklarına katıldı. Hırvatistan 1868’de özerk statülü Macar taht toprağı ilanedilerek Hırvatistan-Slovenya Krallığı adını aldı.

 

Osmanlı Devleti, 13. yüzyıl sonlarından 20. yüzyılın ilk çeyreğine değin varlığını sürdüren Türk devleti. Anadolu’da kurulmuş, sınırları tarihi boyuncaçok değişmekle birlikte en geniş döneminde bugünkü Arnavutluk, Yunanistan,Bulgaristan, Yugoslavya, Romanya ye Akdeniz’in doğusundaki adaları,Macaristan ve Rusya’nın bazı kesimlerini, Kafkasya, Irak, Suriye, Filistin veMısır’ı, Cezayir’e kadar tüm Kuzey Afrika’yı ve Arabistan’ın bir bölümünükapsamıştır.

 

Birinci Dünya Savaşının ardından Hırvat Meclisi, 29Ekim 1918’de Avusturya ve Macaristan ile olan bağlarını kopararak bağımsızlığını ve Sırp, Hırvat, Sloven krallığına bağlandığını ilan etti. Bu krallık daha sonra Yugoslavya adınıaldı.

Birinci Dünya Savaşı, 1914 yılında Avrupa’da başlamış, ancak dünyanın dört bir yanındaki ülkelerin katılması ve diğer kıtalardaki sömürgelere deyayılması

 

nedeniyle “dünya savaşı” olarak adlandırılmıştır. 1914’te başlayan savaş 1918yılında sona ermiştir. 30 Ekim 1918’de Osmanlı Devleti Mondros Mütarekesi’niimzalayarak savaştan çekildi.

 

İkinci Dünya Savaşı sırasında Yugoslavya’nın Almanya tarafından işgaledilmesinden bir süre sonra, 10 Nisan 1941’de Zagreb’de bir BağımsızHırvatistan Devletinin kurulduğu ilan edildi. Bu devlet İtalya ve Almanyatarafından hemen tanındı. Devlet; Slovenya, Bosna-Hersek ve Dalmaçya’nın bir bölümünü içine alıyordu. Yeni devletin başına getirilen, Ustana adlı Almanyanlısı terör örgütünün lideri oldu.

 

  1. Dünya Savaşı, 1939–45 arasında hemen hemen dünyanın her yanınıkapsayan uluslararası savaş. I. Dünya Savaşının çözümsüz bıraktığıanlaşmazlıklarla belirlenen yirmi yıllık gergin bir dönemin ardından patlakveren savaşta Almanya, İtalya ve Japonya’nın oluşturduğu Mihver devletleriyleFransa, İngiltere, ABD, SSCB ve daha sınırlı bir konumla Çin’in oluşturduğu Müttefik devletler karşı karşıya geldi.

 

Aute Paveliç aşırı zorbalığa ve şiddete dayalı bir diktatörlük rejimi kurdu. Savaş sırasında komünist partizanlar birçok bölgeyi ele geçirdiler. Bubölgelerde “Ulusal Kurtuluş Konseyi” kurdular. Zagreb’in 1945’te partizanlarıneline geçmesinden sonra Konsey halk hükümeti halini aldı. Daha sonra birhalk cumhuriyeti olarak Yugoslavya ile birleşti.

 

1980’li yılların sonlarında görülen komünist ülkelerdeki savaş, geniş kişitoplulukları arasında meydana gelen, genel anlamıyla ileri derecede şiddetiçeren olay, çarpışma, çatışmadır. Soğuk savaş gibi politika temelli savaşlarolsa da savaş kelimesi silahlı kitlesel muharebe olarak kullanılır.

Demokratikleşme hareketi Hırvatistan’da da etkili oldu. 1989’da Sırbistan ileHırvatistan ve Slovenya’nın ilişkileri bozuldu. Aynı sene Hırvatistan KomünistPartisi kongresinde çok partili sisteme geçme kararı alındı. Nisan 1990’dayapılan seçimleri Hırvatistan Demokratik Birliği kazandı. Hırvatistan 1991Temmuzunda bağımsızlığını ilan etti. Bunu eski Yugoslavya’yı meydana getiren Cumhuriyetler takip etti. Yugoslav ordusunun desteğini alan Sırpçeteleri Slovenya ve Hırvatistan’a karşı saldırıya geçti. 1992’de Slovenya ve Hırvatistan ile Sırplar arasında barış sağlandı ise de ara sıra çatışmalarsürmektedir.

 

DUBROVNİK

 

Dubrovnik ya da eski adıyla Ragusa, Hırvatistan‘ın Adriyatik Denizi sahilindebulunan, Orta Çağdan kalma tarihi eserleri ile ünlü şehridir. Şehrin nüfusu 49.000’dir. Hırvatistan’ın 1991‘de Yugoslavya‘dan ayrılışı sırasında çıkan içsavaşta, Sırp saldırıları nedeniyle şehirdeki tarihi eserler önemli ölçüde zarargörmüştür. Ancak

 

UNESCO‘nun başlattığı resterasyon çalışmaları ile de 2005 yılı itibariyle şehireski görünümünü büyük ölçüde kazanmıştır.

Dubrovnik’e Türk kaynaklarında da eski adıyla (Ragusa) rastlanmaktadır. Bukentte kurulu şehir-devleti Ragusa Cumhuriyeti‘ne I. Murat döneminde 1365yılında ayrıcalık tanınmış, buna karşılık bu küçük devlet Osmanlı himayesinealınmış ve yıllık vergiye tâbi tutulmuştu.

Napoleon Bonaparte dönemindeki savaşlar sırasında 1808 yılında şehre girenFransız ordusu devlete de son vermiş ve şehri Fransa‘ya bağlamış, 1815 yılında düzenlenen Viyana Kongresi ise şehri Avusturya yönetimine vermişti. Buşekilde şehir üzerindeki 443 yıllık Osmanlı egemenliği de sona ermiştir.

You don't have permission to register